KEHf SURESİ indeki apaçık deliller..DOSYA 1
MANYETİK ALAN VE MIKNATIS
ALLAHU ALEM ..DİYORUMKİ ALLAHIM İŞİMİZ KURAN YOLUMUZ SEN OLASIN..EĞERKİ YANLIŞ ANLADIK YADA YANLIŞ YAPTIK İSEK KALBİMİZİ BİLEN SENSİN KÖTÜ ART NİYET OLMADIĞINI BİLEN SENSİN..GİRDİĞİMİZ BU YOLDA BİZE YOL GÖSTERECEK KANDİL TUTACAKTA SENSİN ..SEN BİZİM KALBİMİZİ ÖNÜMÜZDE ARKAMIZDA OLANIDA BİLENSİN SADAKALLAHULAZIM..EN BÜYÜK KORKUM ALLAH CC BÜYÜK VE SON ESERİ HAKKINDA YANLIŞA DÜŞMEKTİR...
KEHF SURESİ BÜTÜNÜ İLE ELE ALINMASI GEREKEN APAÇIK OLARAK GÖSTERİLMESİNE KARŞILIK NEDENSE ANLAMAKTA ZORLUK ÇEKTİĞİMİZ KONULARLA DOLUDUR..APAÇIK DİYORUM ÇÜNKÜ KURANI KERİM ÖYLE SÖYLÜYOR ..ANLIYAMIYORUZ ÇÜNKÜ İLM İLE BAKMIYORUZ...
ŞİMDİ KEHF SÜRESİ...96, AYETE BİR BALKALIM
آتُونِي زُبَرَ الْحَدِيدِ حَتَّى إِذَا سَاوَى بَيْنَ الصَّدَفَيْنِ قَالَ انفُخُوا حَتَّى إِذَا جَعَلَهُ نَارًا قَالَ آتُونِي أُفْرِغْ عَلَيْهِ قِطْرًا
Atûnî zuberel hadîd(hadîdi), hattâ izâ sâvâ beynes sadafeyni kâlenfuhû, hattâ izâ cealehu nâren kâle âtûnî ufrig aleyhi kıtrâ(kıtren).
ŞİMDİ MEALLERE BİR BAKALIM
Diyanet İşleri : “Bana (yeterince) demir madeni getirin” dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince, “körükleyin!” dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bana demir kütleleri getirin, tam iki ucu denkleştirdiği vakit körükleyin dedi, tam onu bir ateş haline koyduğu vakit getirin bana dedi: üzerine erimiş bakır dökel'm
olayı daha derine inerek ..fıkıh kitaplarına danışalım....
TEBERİ TEFSİRİ
Ye´cüc ve Me´cücün fesat çıkarmasından korkan kavim, Zülkameyn´e, kendileriyle onların arasına bir set yapmasını, buna karşılık ona vergi vermeyi teklif etmiş fakat Zülkarneyn buna tenezzül etmeyerek; "Rabbimin bana verdiği mülk ve imkânlar, sizin aranızda toplayarak bana vereceğiniz ücretten daha hayırlıdır" demiştir. Zülkarneyn onlardan sadece işçilik yapmalarını ve malzeme temin etmelerini istemiştir. Ve onlara şöyle demiştir: "Bana demir kütleleri getirin". Bunun üzerine onlar istenen şeyleri getirmişler. Zülkarneyn iki dağın arasını düzleyip kapatacak şekilde demirden bir set yapmış sonra onlara demiştir ki: "Ateş yakıp körükleyin". Demirleri kızdırıp Akkor haline getirince tekrar onlardan erimiş bakır isteyip onu demirîmerin üzerine dökmüştür. Böylece meydana gelen şeddi Ye´cüc ve Me´cüc ne aşabilmişler ne de delebümişlerdir. Bu işin tamamlanmasından sonra Zülkarneyn, Allah´a hamdederek şöyle demiştir."Bu yaptığım set, Allah tarafından, kullarına bir lütuf ve rahmettir. Zira rabbim bu set vasıtasıyla Ye´cüc ve Me´cücün serlerini insanlardan uzaklaştırmıştır. Ancak Ye´cüc ve Me´cüc´ün galip gelme vakti veya kıyamet gelince rabbim bu şeddi yerle bir edecektir. Rabbimizin, Ye´cüc ve Me´cüc´ün galip geleceğine veya kıyametin kopacağına dair olan vaadi haktır".Resullulah (s.a.v.)m hanımı Zeyneb binti Cahş´dan rivayet ediliyor ki:"Bir gün Resulullah (s.a.v.) telaşlı bir şekilde onun yanına geldi. "La ilahe İllallah. Yaklaşan serden vay Arapların haline. Bugün, Ye´cüc ve Me´cüc´ün önüne çekilen setten şu kadar bin delik açıldı" buyurdu. Resulullah (s.a.v.) böyle söyler başparmağıyla şehadet parmağının uçlarını birleştirerek açılan deliğin ne kadar olduğunu gösterdi. Bunun üzerine Zeyneb Resulullah´a şöyle dedi: "Ey Allah´ın Resulü, içimizde salih insanlar varken de biz helak olur muyuz " Resulullah (s.a.v.) "Evet, içinizde çirkin işler artarsa helak olursunuz" cevabını verdi[112] - See more at:
ELMALI HAMDI NAZIR TEFSIRI
96- Bana demir kütleleri getirin.
"ZÜBER" "Zübre"nin çoğuludur. Zübre, büyük demir parçası demek olup Kamus'ta zikredildiği üzere örs mânâsınada gelir. Yani demir aletler ve takımlar ile demir kütlelerini, demir cinslerini getiriniz dedi, getirdiler. Nihayet iki ucun arasını denkleştirince iki sadef, karşılıklı iki baş veya iki yanı meydana getiren iki eğik ki; buna iki dağ, iki dağın tepeleri veya tepeleriyle kenarları arasındaki yanları, yani yamaçları demişlerse de o kavim ile Ye'cûc ve Me'cûc arasında seddin bir sınırını oluştaran karşılıklı iki uç veya sedde konulan kütlelerin bitiştirilecek yanları demek de olabilir.
Karşılıklı iki uç arasını düzeltince "Körükleyin" dedi. Onu tam bir ateş haline getirdiği vakit "Bana erimiş bakır getirin üzerine dökeyim" dedi. Bunu bazı bilginlerin dediği gibi demir kinetli, bakır perçinli kayalardan meydana gelmiş bir bina gibi anlamak mümkün olabilir. Fakat ifadenin görünüşü bundan çok yüksek bir sanat ve işleme bağlı olan demir tuğlalı, bakır sıvalı öyle bir bina tasvir etmektedir ki, zamanımızda çok ilerlemiş olan sanat eseri ve sanayi vasıtaları ile bile onu imal etmeyi düşünmek zordur. Demir kütlelerinden bir dağ ördürüp de körükleyerek tamamını bir ateş haline getirdikten sonra üzerine erimiş bakır dökmek şüphesiz korkunç bir işlemdir. Acaba eski medeniyette demircilik böyle dehşetli bir ateşi idare edecek, böyle büyük bir işlemi yapabilecek kadar yükselmiş miydi? Olabilir. Fakat bunu ya tefsir bilginlerinin dedikleri gibi Zülkarneyn'in bir mucizesi kabul etmek veya bununla beraber sanatın gelecekte ilerlemesinin mümkün olduğuna işaret etmekle, yapılan duvarın son derece kuvvet ve sağlamlığından bir kinaye ve misal gibi anlamak daha açıktır. Yardım etme işi daha fazla bu mânâya bir ipucudur denebilir. Yani o kavmin kuvvet ve gayreti ile Zülkar-neyn'in o yardımı, Ye'cûc ve Me'cûc'e karşı öyle herkesi aciz bırakacak bir duvar meydana getirdi ki, bunun sağlamlık derecesini anlayabilmek için, körüklenerek ateş haline getirilmiş demir kütleleri ile; harcı, sıvası erimiş bakırdan meydana gelen yalçın bir sed tasarlamak gerektir.
EVET ŞİMDİ İKİ ÖNEMLİ TEFSİRİ ELE ALDIK ...HERŞEYİ NET ANLATMALARINA RAĞMEN DEMİR CUBUK VE BAKIRLA NE YAPTIKLARI KONUSUNDA NET BİR BİLGİ ÇIKMIYOR..
ELMALI HAMDİ NAZIRIN MEALİNİ ELE ALIRSAK ..İKİ DEMİR KÜTLEYİ İKİ UCU EŞİTLEYİNCEYE KADAR BÜKÜYORLAR İKİ DAHIN UCUNA UYGUN OLARAK ..AMA ŞARTLARI İKİ UCU DENK GELECEK...SONRA DEMİR OKADAR ÇOK ISITILIYORKİ BU MUHTEŞEM SICAKLIĞA ULAŞILDIĞINDA ÜZERİNE SICAKLIK GEÇMEDEN BAKIR DÖKÜLÜYOR.....
PEKİ BU OLAYI ANLAMAK İÇİN BÜTÜN İLİMLER ALLAH CC OLDUĞU DÜŞÜNCESİ İLE KİMYAYA DANIŞIYORUZ ...KEHF SÜRESİNDEKİ KİMYASAL OLAY NEREDE UYGULANIYOR...(YAKLAŞIK 1 YILLIK ARAŞTIRMA)
SİZLERE YAPTIĞIM ARAŞTIRMAYI SAATLRCE ANLATIRDIM AMA ONUN YERİNE BİR VİDEO İLE SUNMAYA KARAR VERDİM... İKİ UCU EŞİTLENMİŞ KALIPLARA KOR HALİNDEKİ DEMİRİ DÖKÜP SOHUMADAN ÜZERİNE KOR DURUMU GEÇMEDEN BAKIRI İLE KAPLANDIĞINDA MIKNATIS OLUŞUR ..İNANMAZSSANIZ VİDEOYU İZLEYİN ...PEKİ ORADA İKİ DAHIN ARASI MIKNATIS GİBİ DEV BİR MANYETİK ALAN OLUŞTURULUYORSA ..YECÜC VE MECÜC DEDİĞİMİZ YARATIKLAR NEDİR..
MIKNATIS VİDEOSU....
Selamın Aleykum. Soruyu sorup bırakmışsın. Bulabildin mi bu yaratıklar ne ola ki?
YanıtlaSilSelamın Aleyküm yeni demek istemissinizki Yecuc ve mecuc manyetik alandan etkisiz kalan yaratiklar.
YanıtlaSilEğer öyle ise Zülkarneyn in kurduğu set in bir manyetik alanı var.Dunyanin kutuplarinda bulunan manyetik alanın dünyanın bazı dönemlerinde yer değiştirdiği bilinmektedir.Benim tahminim bu yer değiştirme tekrarlandığı zaman Hz. Zülkarneyn'in yaptığı set manyetik alanını kaybedecek ve Yecuc ile mecuc setti aşıp gelecekler.
Ye'cüc ve mecüc virüslerdir.
YanıtlaSilkeyf suresi balı başına incelenmesi, araştırılması gereken bir suredir.
YanıtlaSilZülkarneyn 1. yolculuk
"Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. "Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın" dedik."
Burada " onu siyah balçıkşı bir su gözesine batar gibi buldu" Bu anlatım bana direkt olarak karadeliği çağrıştırdı.Yani karadeliğe yutulmak üzere olan bir gezegen tasviri gibi.
Zülkarneyn 2.Yolculuk
"Güneşin doğduğu yere ulaşınca onu, kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu"
Dikkat ederseniz, güneşin örtüsünün olmadığından bahsediyor.Yani sadece gündüz.Gece yok.Bizler içinse "Sizlere gece ve gündüzü örtü kıldık" buyrulmaktadır.
Yani yine dünya dışında bir gezegen olabilir.
Zülkarneyn 3. yolculuk
Sonra yine bir yol tuttu.
İki dağ arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir halk buldu. Dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Ye'cüc ve Me'cüc (adlı kavimler) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadırlar. Onlarla bizim aramıza bir set yapman karşılığında sana bir vergi verelim mi?"
Zülkarneyn, "Rabbimin bana verdiği (imkan ve kudret, sizin vereceğiniz vergiden) daha hayırlıdır. Şimdi siz bana gücünüzle yardım edin de, sizinle onların arasına sağlam bir engel yapayım" dedi.
Diğer 2 yolculukta kavimlerle konuşması aktarılmıyor.Fakat burada "neredeyse hiçbir sözü anlamayan" kavimden bahsediliyor.
Sonrasında bu kavim, yecüc mecücle aralarına bir set yapmasını istiyor.Zülkarneyn ise, onlara engel yapacagını söylüyor.
Burdaki engelin, de bir çeşit gaz bulutu gibi olacagını düşünüyorum.Kızgın demire, erimiş bakır döküldüğünde kimyasal bir reaksiyon oluşur ve bunun sonucuda biz gaz çıkışı olur.Burdaki engelin bu gaz olabilir.Tabiki doğrusunu Allah bilir.Benim düşüncem ve araştırdığım, kendimce en anlamlı çılarabildiğim, Zülkarneyn'in dünya dışında yolculuk yaptığıdır.
Doğrusunu Allah bilir
Zamanda yolculuk. Erimis bakir degil erimis katran. Ayetin akabinde sura ufurdugu belirtiliyor. Bu yecuc hadisesi ileriki bir yuzyilda gerceklesecek. Henuz bu auetteki teknolojinin ve vadinin kaoatilmasi konusunuvanlayacak teknolojoliye sahip degiliz. Greklerin dev mermer kayalarini nasil sutun yaptiklari piramitlerin hangi teknoloji ile insa edildigini dahi henuz bilemiyiruz.Allah cinler ve insanlar bir araya gelseler dahi kuranin bur benzerini dahi yazamayacaklarini belirtmektedir. Kehf suresi ise cok derinlemesine incelenmesi gereken bir suredir.ileri gelismis teknolojiyi zamanda yolculugu Allahin izni olmadan hic kimsenin anlayamayacagi sirlarini cozemeyecegini gekecekte olacaklari sadece Allahim bildigi ve isterse bunu kullarina da uygulamalari icin yetki verebilecegi anlatmaktadir.nolacak ki gunesin dogdugu battigi yere ata binen herkes gider. Zulkarneyn hadisesi oyle basit aciklanacak olay degil. Sebep verdik diyor. Bunu rahmetli iskender ture mantikli acikliyor. Youtubede izleyin
YanıtlaSilSelam. Mermer ve granitlerin; 5m çapında mercekler kullanılarak: eritilerek kalıplara dökülüp devasal yapıların inşasında kullanılan(piramitler vb.)gizli tutulan insanlardan, sadece yüksek dereceli rahiplere öğretildiği geçmişte:anlaşılan fakat hala kabul edilmeyip, ört pas edilen, resmi kayıtlara geçirilmeyen bilim tarafından(Deccaliyetin kontrolünde) kadim sırlardan ama hala sırlalanan bir gerçek!Bilinen tarih ve bilimin yalanları, saptırmaları, uydurmaları ortaya çıkacağı için! Selamlar, Saygılar, Sevgiler.
SilSelam tekrar. Yüce Allah'ın; Biz yer yüzünü yaydık, üzerini de gök kubbe ile kapatıp, orayı(yeryüzünü) sizin için güvenli bir yer kıldık! Kim onun dışına çıkabilir bizim iznimiz olmadan? Hadi çıksın varsa aksini iddia eden de, yalanlasın bizi! Diye çok net şekilde bildiriyor Yüce Allah; Kuran'da vb. Yeryüzünün düz olduğu(çanak gibi) üzerinin de kubbe ile kapatıldığı(yarım küre gibi) anlaşılıyor! Ve kimsenin o kubbenin dışına çıkamayacağı Allah'ın ve Allah'ın ordularının(görevlendirdiklerinin) izni olmadan beyan ediliyor çok açık şekilde: Kuran'da vb.Kek tabağı üzerine plastik,saydam ya da cam yuvarlak kapak getiriyor insanın aklına! Ufo tasfirlerine yakın ikisi birleştirilince(tahmini, hayali şekil olarak) tarifte bence! Gök kubbe'yi geçip defalarca, plazma olduğu tahmin edilen(bilim adamları ve bilginlerce ve bence de!) Ay'a ayak bastıkları yalanlarını uyduran nasa'nın; Allah'ı haşa yalanladıkları küfrüne:inanmayan, kabul etmeyen,Allah'ın çıkılamayacağını bildirdiği kubbenin dışına çıktıklarına inanmayan haliyle Allah'a inanan: ne kadar da az insan var! Dünyanın tarifine göre Kuran'da: Dünya bilimin anlattığı gibi top, küre yada bir patlamayla tesadüfen oluşmuş ve yine bir çok tesadüfle hayat bulmuş bir gezegen değil! Sanki bir deney için yaratılmış(ufo şeklinde) yapay bir labaratuvar gibi adeta(Allah'ın bildirdileri ile de uyuşuyor, bence)! Öyle İsa: Allah herkezin sınavlarını kolaylaştırsın,deneyleri başarı ile geçip:dışına da çıkabilecek, Allah'ın izni ile:kullarından eylesin inşallah! Nasaya değil Allah'a inananlardan eylesin insanları! Selamlar, Saygılar, Sevgiler.
YanıtlaSilSelam Tekrar. Güneşle aralarına bir örtü koymadığımız kafir(Kaf adamı) bir toplumun, neredeyse konuşulanların çoğunu anlamayan bir toplum! Güneş ile aramızdaki örtü: gök kubbe, bence! Dünya çanak, üstü gök kubbe(kaf dağı) ile kapatılmış(zümrüt, safir, elmas vb. ile, bence) kek çanağı üstüne saydam yarım küre getirin gözünüzün önüne, ufo gibi yani! Kubbe'nin dışında da çanak devamı olmalı(bence dünyadan, yer yüzünden çok daha fazla ancak Allah bilir ve Allah'ın izin verdikleri), kubbenin dışında kalan güneş ile aralarında örtü koymadığı Yüce Allah'ın Kafirlerin(Kaf adamları, sakinlerinin) yaşadığı:Kaf diyarı(Ve dışına çıktıkları yalanını, küfrünü iddia eden kafirlerin ulaşamadığı yer, bence)! Bu durumda yer yüzünde bozgunculuk çıkaran; ye'cüc me'cüc bizimde bulunduğumuz, kubbenin içinde:orta dünyadalar! Ya da bir dönem yaşayıp geçtiler belkide! Allah bilir en doğrusunu! Allah'ın izin verdikleri de! Ortası, merkezi kuzey kutbu,üzerindeki buz dağlarına oturtulmuş kubbenin sardığı çemberin(çanağın) dış kısmı bize ve merkeze göre ama kubbenin içinde kalan buz dağları ile çanağı çevreleyen kısım kuzey kutpu(Antarktika) benim vardığım sonuç! Allah'ın Arşını, tahtını, kürsüsünü:suyun(buz da sudan) üstüne kurduğu yer yüzünü de sabit tuttuğunu belirttiği:gök kubbe tarifine de uyuyor!Azot gazı : - 270° küsür'de önce sıvı hale,sonra sıcaklık dahada düşünce katı hale döndüğü biliniyor! Buz haline geliyor yani! Ve bahsettiğim buz dondurma dolaplarında ve frigo seyyer satıcılarının çantalarında görmüş olanlar vardır! Eridiğinde su bırakmadan kaybolan, buharlaşan:azot buzu(mavi buz olarak ta adlandırılan) gök kubbenin; önce gaz, sonra sıvı,sonra katı(buz) halinde, kilometrelerce kalınlığında yapısı olduğunu düşünüyorum! Ancak Allah bilir doğrusunu ve Allah'ın izin verdikleri tabiki bence! Selamlar, Saygılar, Sevgiler.
YanıtlaSilSelam. Safir, zümrüt, elmastan diye başlayıp sonra azot ile tamamlayıp anlatmaya çalıştıklarım çelişiyor ama belirtmediğim, atladığım; safir, zümrüt, elmastan olduğu çeşitli kaynak ve hadislerdeki; anlatım, tarif, tahmin,tercüme ya da meali:anlatanların, yorumlayanların! Azottan;gaz, sıvı, katı(buz) olduğu ise çok karşılaşılmayan, benim fikrime ve mantığıma en çok uyan: bilimin itibar göstermediği, itibarsızlaştırıp hatta linç ettikleri, ettirmeye çalıştıkları: delilikle itham edilen bilim insanlarının vardıkları ve inkar edilen, yalanlarla ört pas edilen ama deneylerle, kanıtlarla çürütülemeyen ama çürütüldüğü iddia edilen bir teori! Ve bence:doğru olan! Yani, zümrüt, safir, elmas;anlatım! Azot: gerçekte olan! Bence de! Selamlar, Saygılar, Sevgiler
YanıtlaSil